16. Eylül 2001
O: Arkadasinin dügünü icin türkiyeye gitmis ve ucagini kacirmis. Sonra tesadüffen 17.Eylül 2001 bir ucakta yer bulabilmis.
Y: aslinda o yil türkiyeye tatile gitmek istemiyordu. Ama ailesi morel olsun diye göndermisti. Cünkü 20.Nisan'da yakin bir arkadasini kaybetmisti. 16.Eylül 2001 izmir acayip sicak ve yeliz, annesi ve kizkardesiyle alisveriste. 9 saat sonra nihayet eve variyorlar ve yeliz bavulu toplamaya basliyor.
17 Eylül 2001
O: arkadaslari onu havaalanina birakiyor. Bekleme salonunda tesadüffen bir kizla tanisiyor. Havadan sudan konusuyorlar. Ne büyük tesadüfftür ki (koskoca izmirde) kizin ailesi onlarin eski evlerini satin almis ve orada oturuyorlar. Böylece aralarinda bir sohbet baslar.
Y: büyük bir telasla evden havaalanina dogru yola cikar. Havaalaninda ucaginin 4-5saat gecikecegini ögrenir ve yer hostesi bir önceki ucakta daha iki kisilik yer oldugu söyler. Yeliz "Insallah cam kenaridir..." der ve öyledir :-) Ucagin kalkmasina 15dakika vardir. (Daha Passaport kontrollü, güvenlikli kontrolleri vardir).
O: tanistigini kizla ucaga gider. Kiza yanin bos mu diye sorar. Bir süre beklerler kimse gelmez. Ve o kizin yanina oturur.
Y: önüne bir görevli ile jet hiziyla bütün kontrollerden gecerler. Bu arada yelizin ayaginda highheels'leri vardir. Görevli önden yeliz arkadan bir maraton baslar. "Hadi yeliz hanim biraz daha hizli" diye söylenir görevli. Yeliz icinden "kolaysa sen gel kos bu ayakkabilarla" der. Nihayet ucaga varirlar. Bu arada tam 30dak gecmistir. Ucaga bindiginde bütün gözler Yeliz'e cevrilir. En sonunda yasli bir teyze dayanamaz ve "Saatlerdir seni bekliyoruz kizim, böylede olmaz ki" diye söylenir. Yeliz havasini bozmaz ve koltuguna dogru yürümeye baslar ama cam kenarinda biri oturuyor. "Yanlis mi aldim biletimi acaba". Almanca "ich glaube sie sitzen auf meinem Platz" [galiba yerime oturmussunuz] der. Ucakta kimin hangi uyruktan oldugunu bilmedigi icin genellikle almanca konusur.
O & Y: yeliz ve O göz göze gelirler. O ilk görüste asik olur. Yeliz türk olduklari bariz olan O ve kiza "Türk müsünüz" diye sorar, onlar "Aaaaaaaaaa sende mi türksün" diye karsilik verirler. Yeliz sarisin oldugu icin hic türke benzemez ve bu soru ile sürekle karsilasir.
Y: "Yerime oturmussunuz". [Sinir olur aslinda, cünkü cam kenarinda oturmak istemistir]
O: "Eger sizce bir mahsuru yoksa burada oturabilirmiyim"
Y: "Tabi" der ve kizin yanindaki bos koltuga oturur [kizmistir ama simdi yüz göz olmak istemez]
Oturma Sirasi: Cam Kenari: O Orta: Kiz Koridor: Yeliz
O & Y: kücük bir small talk olusur. Yeliz ve O almanyada birbirine cok yakin kasabalarda yasiyorlarmis (tasadüfe bak)Yeliz o kadar yorgundur ki uyumak ister. O aslindan Yeliz'den cok hoslanir ama sohbet edemez... Yanindaki kizla konusmaya devam eder...
Ucak inise gecer. Yeliz uyanir. Sonra ucak iner. Yolcular bagaj alma salonuna yönelir. Yeliz bavulu banttan almaz cünkü cok agirdir. Sonra O gelir ve yardim eder.
Y: "Tesekkür ederim"
O: "birsey degil. Mail adressini alabilirmiyim. Belki yine görüsürüz..."
Y: aslinda hic huyu degildir, kimseye mailini vermez ama...
Sonra Mailler gelir.... Yeliz bulusmak istemez... Mailler gelmeye devam eder... Aman bir kahve icelim bari der Yeliz... ve bulusurlar.
Ben türkiyeye gitmeseydim, Sevgili ucagi kacirmasaydi, Ben bi önceki ucaga binmeseydim, Sevgili o kizla tanismasaydi, Sevgili benim koltuguma oturmasaydi...... Kader herhalde...