30 Haziran 2010

Dün

Yeliz & Defne & Claudia ve mini Istanbul Turu:

Fenerbahce-Taxi-Kadiköy
Kadiköy-Vapur-Eminönü
Eminönü-Tramvay-Cemberlitas/Il nüfus müdürlügü
Cemberlitas-Tramvay-Zeytinburnu
Zeytinburnu-Metro-Bakirköy
Bakirköy-Taxi-Capacity AVM
Capacity AVM-Araba(Baba)-Yeni Kapi-Vapur-Home-The End

24 Haziran 2010

Degistim...


Belki psikolojik ama bir cok seyin degistigini anladim yada birden farkina vardim diyelim, ikinci kez 29 olduktan sonra. Eskiden sadece "Yeliz" dim, sonra "schatz" (sevgili ) oldum, sonra es bunlara en son yelish, mama, anne ve mami eklendi. Defne'yi ilk kez ultrasonda gördügüm gün belki anne olmustum yada onu ilk kucagima aldigimda. Ama simdi sanki daha bir anne oldum ve düsündügümden cok ama cok farkli bir anne.

Eskiden "öfffffff ne yapsam acaba" diye evde dolanirken, simdi keske 2 dakika yapicak birseyim olmasada canım sıkılsa diyorum. Cay icmiyorum, cola icmiyorum, kahve cok az iciyorum, dedikodu programi seyretmiyorum, dedikodu yapmiyorum, televizyon izlemiyorum, kadin dergileri almiyorum, hergün makyaj yapmiyorum, düsündügümü söylemekte cekinmiyorum ama yinede kimsenin kalbini kirmamaya calisiyorum. En önemlisi sanirim ne düsündügümü ve ne istedigimi biliyorum. Birde anne olduktan sonra ölmekten cok korkar oldum. Bu cok garip bir duygu ve bu duyguyu malesef ilk kez dogumda yasamistim.

Hala utandigimda yanaklarim al al oluyor, hala yalan söylemeyi beceremiyorum, hala kilo almaktan korkuyorum, hala yerfistigi ezmesi ile nutella'yi karistirmayi seviyorum, hala dis doktorundan korkuyorum, hala anne ve babamin sari kiziyim, hala alis verisi seviyorum, hala gök gürültüsünden korkuyorum, hala nazar'a inanmiyorum, hala deniz ve cim kokusunu seviyorum, hala issey miyake l'eau d'issey kullaniyorum, hala yaptigim hicbirseyden pismanlik duymuyorum, hala küsmeyi beceremiyorum, hala icimde kimseye karsi kin ve nefret besleyemiyorum, sevmedigim insanlar var ama nefret ettiklerim yok...

Sanirim eskiden kendimi ariyordum...

Önce sevdigim adam girdi hayatima sonra kizim ve sonra sinirsiz huzur.... simdi kendime ve sevdiklerime sadece saglik diliyorum bu huzurla uzun yillar yasayabilmek icin.

21 Haziran 2010

mümkünse biraz evimde oturmak istiyorum


Bu aralar cok geziyoruz, esimin baska sehirlerde isi oluyor bizde arkasina takiliyoruz. Eskisehir, Balikesir, Izmir ve nihayet yine Istanbul. Izmir müthis sicakti resmen cehennem, 45 derece, akillara zarar. 2 gün kaldik, defne babaannesi ve halasi gördü. Bir gece alsancaga gittik, istanbul'un kalabaligindan sonra izmir resmen bir tatil kasabasi gibi geliyor insana. Okadar cok sehirlere gidiyoruz ama en güzel Izmir :-)) Sonra sevgilinin Istanbulda isi cikinca apar topar geri döndük. Oysa daha 2 gün gümüldür veya cesme yapacaktik ama kismet degilmis.
Sevgili haftaya yine izmire gidelim diyor ama ben mümkünse biraz evimde oturmak istiyorum.

Defne araba ve ucak yolculuguna alisti. Yolculuklarimiz cok rahat geciyor. Toplamda 20 ucak yolculugu ve 10-12 araba yolculugu (6-7 saatlik) yaptik, o da alisti bizde alistik. 30 dakikada bavullarimiz hazir oluyor, bu konuda cok iddialiyim :-)

Kitap okuyorum zaman buldukca, "Suc ve Ceza" yi tam 2 yilda bitirmistim, sorun bende saniyordum ama sorun kitaptaymis. Simdi elime aldigim her kitabi 2-3 haftada bitiriyorum. Hemde bunca isin arasinda. En son "Mieses Karma" diye almanca bir kitap okudum, almanca okuyanlara siddetle öneriyorum, cok güleceksiniz.

Home office yapmaya devam edecekmisim gibi gözüküyor. Calistigim sirketle yeniden anlastim, birde 2 dev sirketle görüsmem vardi, benim acimdan gayet olumlu gecti. Ama sanirim biraz daha evden calismaya devam edecegim, ayda bir seferde toplantilar icin almanyaya gidecegim. Sanirim herkes icin en iyisi böyle olacak.

Yeni Aupair'mizin gelmesine az kaldi. Ben bu isi baya bir söktüm, sanirim uzun yillar evimizde sürekli yeni bir au pair olacak :-) esim gel sana bir au pair agency acalim deyip duruyor :-)

Tatil'e Eylülde gidecegiz, herkes geri döndükten sonra ve sicaklar biraz azaldiktan sonra. Ben alisamadim yaaa öyle 40 derece sicaklara resmen beynim duruyor. Ondan öncede sanirim 2-3 günlügüne cesmeye gidecegiz, zaman bulabilirsek.
Birde almanya var 1 haftalik, tam 1 yil oldu gitmeyeli. Eeee zamani gelmiste geciyor bile. Hem ziyaret hem is seklinde olacak ama olsun.

Iste bizden son gelismeler...

11 Haziran 2010

Zaman ne kadar cabuk geciyor

Dün yine fenerbahce parkina gittik burasi bizim en sevdigimiz park. Haftanin 2-3 gününü burada geciriyoruz- Defne oynadi ben fotografini cektim. "Cok cabuk büyüdü" diye gecirdim icimdem.
Kadin-Erkek/Kiz-Erkek (Frau-Mann/Mädchen-Junge) ayrimi yapabiliyor. Renklerin cogunu biliyor. Sekilleri biliyor. Birde ingilizce bir kac kelime ögrenmis sarkilardan (open-close, up-down, snake, spider, crocodile). Sarkilar söylüyor. Aaaa birde eline telefona benzer herhangi birsey gecdiginde, pizza siparisi veriyor ama inanilmaz ciddi bir sekilde :-))
Bana bazen "Anne" bazen "Mama" bazende "Yeliiiiiiiish" diyor.
Babalar günü icin babamiza minik bir süpriz hazirliyoruz bu aralar, ama pissssssssssst ;-)

7 Haziran 2010

Weekend


Hafta sonu: brunch, dogum günü, nese, mutluluk, balonlar ve bol bol gülücük...

Pazartesi : Is görüsmesi
Sali : Is görüsmesi
Carsamba: Oyun Grubu bize geliyor / Organik pazar (Özgürlük Parki)
Persembe: Alman büyükelciliginin rezidansinda bir davet
Cuma : yine bir dogum günü
Hafta sonu: hayat ne getirirse artik :-)))

Bunlarda ilginizi cekebilir

Related Posts with Thumbnails